Kimdir Bu Mitat Karaman Romanı İncelemesi

Seneler önce fantastikedebiyat.com için Doğu Yücel ile yeni çıkan öykü kitabı Güneş Hırsızları için bir söyleşi yapmıştık. Geçtiğimiz aylarda bir kitapçıda “Kimdir Bu Mitat Karaman” adlı romanını gördükten sonra merak edip satın aldım. Kitap piyasada çok yeni sayılmamasına rağmen benim ansızın ilgimi çekmişti.
Romanın ilk elli sayfasını okurken sıkılıp bırakmaya çok yaklaştım. Apartman zilinin çalmasından sonra gelişen olaylar ise tam tersine ilgimi çekip romana bağlanmama sebep oldu. Çünkü bir cinayet olayının bu şekilde işlenmesine daha evvel başka bir kurguda tanık olmamıştım. Ne yazık ki bu özgün yaklaşımın verdiği heyecanı pek uzun süre içimde taşıyamadım, gidişat esnasında romana dair hislerim kitabın kendisi gibi istikrarsızdı. Bazen soğudum bazen de tekrar ilgiyle okumaya devam ettim. Bu kısa inceleme yazısı içerisinde benim en çok dikkatimi çeken gözlemlerimi sizinle paylaşmaya çalışacağım. Demin bahsettiğim roman ile ilgili değişken durumun bana kalırsa tek bir nedeni yok. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum, son otuz sayfada “Kimdir Bu Mitat Karaman” klasik polisiye eserlerinin heyecanı tepe yaptırdığı, soru işaretlerinin çözüme kavuşturulduğu gayet hoş bir final yapıyor. Fakat genel bir değerlendirme yaptığımda bir tempo sorunu olduğundan kendi adıma şüphem yok. Diğer taraftan anlatıcı hususunda da doğru bir tercih yapılmadığını düşünüyorum.
Hikâye, tanrısal bir anlatı yerine birinci şahsın ağzından yani Mitat Karaman’ın tarafından anlatılsaydı çok daha orijinal ve tutarlı bir kompozisyon ortaya çıkabilirdi. Neden, derseniz anlatıcı betimlemeler, ruhsal analizler konusunda tıpkı Mitat Karaman gibi hoyratça hareket ediyor. Bunun yerine hikâyeyi olduğu gibi Mitat’ın anlatımı ile takip ediyor olsaydım büyük ihtimalle esere olan yaklaşımım daha olumlu olacaktı. Bu zayıf anlatıcı hali birçok kez tam bir derinlik hissi yakalayacakken bir şeylerin etrafından dolaşıyormuş gibi hissetmeme sebep oldu. Halbuki apartmanda ve Mitat’ın çalıştığı iş yerinde yaşanan olayları hep onun varlığı esnasında takip edebiliyoruz. Üstelik tuhaf bir ana karakterimiz var, onun bir romancı olarak içini dökmesi kitabı çok farklı bir yapı üzerine oturtabilirdi, eseri daha farklı bir gözle incelememizi sağlayabilirdi. Eğer gözlem gücü yüksek bir anlatıcı devreye girip Mitat’ın göremediklerini görse, onun yapamadığı çıkarımlar yapsa yine şu ankinden daha başarılı bir eser ortaya çıkabilirdi. Fakat maalesef iki durum da söz konusu değil.
Gözüme takılan bazı olaylarla ve karakterlerle ilgili detaylara da kısaca değinmek istiyorum. Soruşturma başladıktan sonra apartmana gelen polis, karton diyebileceğimiz kadar yüzeysel işlenmiş. Yani yaşanan cinayetleri çözmek konusunda herhangi bir dirayeti yok, apartmana sebepsiz yere girip çıkıyor desek yeridir. Mitat’ın apartmanın dış kapısını kendi dairesinden otomatik tuşuna basarak açması ve sabah apartmana bir katil aldığını öğrenmesiyle polisi her gördüğü anda ufak bir gerilim hali oluşuyor fakat bunun çok bir anlam ifade ettiğini söyleyemeyeceğim. Çünkü gidişatın bu detayın üzerinden büyük bir kaosa evrilmeyeceğini başında hissediyorsunuz. Bunun yanında Mitat’ın bazı komşuları ile yaşadığı olayların, girdiği diyalogların bize olması gerektiği gibi bir tatmin ve eğlence hissi yaşattığını söyleyemiyorum. Özellikle bodrum katındaki kızları görmeye gittiğinde onlarla yaptığı konuşmalar bir şeylerin yine yolunda gitmediğini düşünmeme neden oldu, diyaloglar bu kısımda nedense biraz çiğ geldi. Apartmandaki yaşlı evli çiftin ise olayların merkezinde bulunmalarından ötürü olması gerektiği gibi düzgün bir şekilde başından sonuna kadar anlatıldığını düşünüyorum. Fakat kitabın içerisine hızlıca girip çıkan bodrum kattaki kızlar gibi karakterlerine baktığımızda belki biraz anlatıcı biraz da diyaloglar noktasında eksik yapılan bir şeyler var. Ana karakterin zaman zaman kuvvetli bir dram yaşayacakken bundan sıyrılması, gülmemiz gereken vakitlerde eğlencenin kısa sürmesi romanda bir şeylerin olması gerektiği gibi gitmediğini düşünmeme neden oldu.
Bu kitabı orijinal kılan nedir sorusuna verebileceğim bazı cevaplar da var. Bir anti kahramanın cinayetleri çözebilecek son kişi olduğu halde kendi etrafındaki olayları değiştirebilmesi, yalnızlığı içerisinde yaşadığı tuhaf gel gitler enteresan bir kurgu ortaya çıkartmış. Mitat’ın tuhaf bir tembellik hali, bulunduğu güvenli konumu değiştirmeme konusundaki ısrarları biraz Oblomov’u da andırıyor, ona biraz daha empati yapmamızı sağlıyor. Belki polisiye kısmına biraz daha ağırlık verilseydi çok daha eğlenceli bir eser olabilirdi. Vaktiniz olursa “Kimdir Bu Mitat Karaman” adlı esere bir şans verebilirsiniz.

Osman Ülke

Mizah öyküleri yazmaya doğal bir yatkınlığım var, mevcut hikâyelerimi de seviyorum. Bir taraftan da serüven tadının ağır bastığı bilimkurgu, fantastik kurgu gibi romanlar yazmaya devam ediyorum. Yazdığım öykü ve romanlarda ilgi çekici konular bulmakta genellikle pek güçlük çekmem fakat bunları başarılı bir şekilde işlemek benim için işin zor kısmı oluyor. Elbette bedel ödemeden ortaya iyi bir ürün çıkmaz. osmanulke2@gmail.com