Korkusuz-Kayıp Filo dilimize Gürer Yayınları tarafından çevrilmiş askeri bir bilim kurgu romanı. Yazın dikkatini okuduklarına yoğunlaştırmakta güçlük çeken fakat boş durduğu için vicdan azabı çeken düzenli okurlara ya da bilim kurguya yeni başlayan genç arkadaşlarımıza tavsiye edilebilecek türden bir eser. Kitap üç yüz sayfa kalınlığında, yazıları için ideal bir punto seçilmiş. Sade bir anlatımlı akıcı bir serüven. Bitiremeyeceğiniz konusunda herhangi bir endişeniz olmasın.
Kitabın içerisinde maalesef yazım hataları çokça karşımıza çıkmakta. Serinin ve yazarın diğer romanlarının dilimize çevrilmemiş olması da başka üzücü bir detay. Malum, sürekli edebî anlamda kendini ispatlamış romanları okumak bazen yorucu olabiliyor. Arada biraz kafa dağıtmak isteyebiliyoruz. O vakitler televizyon programları ya da dizilere yönelmektense bu tarz romanlara zaman harcama ihtiyacı hissedebiliyoruz.
Kitapta serüven romanlarında sıkça karşımıza çıkabilen gereksiz konuşmalar ve açıklamalara rastlayabiliyoruz. Konu belli başlı noktalarda dönüyor. Hikâye fazla detaya inmiyor. Fakat savaşın anlatıldığı bölümlere özen gösterildiği belli oluyor. Eğer romanı okumamışsanız aşağıda içerikten bahsedeceğim konusunda sizleri şimdiden uyarıyorum.
Korsan Bayrağı Geary, bir asır önce tarih kitaplarına efsanevi bir komutan olarak geçmiştir. İttifak ve Syndic’in mücadelesi esnasında gemisi ağır hasar alır. Gemiyi tahliye ettirip, kaçış kapsülleri uzaklaşana kadar savunma görevini üstlenir. Bu esnada Syndic güçlerine ağır kayıplar verdirir. Gemisi yok olmadan kaçış kapsüllerinden biriyle uzaklaşır. Fakat kapsülün zarar gören vericisi yüzünden kimsenin onun kurtulduğundan haberi yoktur. İki güç arasındaki savaş bir asır boyunca devam etmiştir. İttifak’ın büyük filosunun Syndiclere karşı ağır kayıplar verdiği bir savaşın ardından Geary tesadüfen bulunur. Amiral Bloch, Syndic yetkilileri ile müzakereye gitmeden önce filoyu Korsan Bayrağı’na bırakır. Fakat Amiral ve İttifak’ın önemli komutanlarının bulunduğu grup, Syndicler tarafından katledilir. Geary artık filonun yeni komutanıdır ve teslim olmaları için kendilerine bir saat süre tanınmıştır.
Geary filodaki kaptanlarla dijital bir toplantı ayarlayıp kendi varlığını kabul ettirmeye çalışır. Kaptanların büyük çoğunluğu için onları bu durumdan kurtarabilecek başka bir kimse yoktur. Bazıları ise onun bilgilerinin geçmişte kaldığını ve bu filoyu yönetmek için gerekli özelliklere sahip olmadığını düşünmektedir. Geary filodaki emir komuta zincirinin yaşadığı dönemdeki kadar güçlü olmadığını fark eder. Kaptanların filo komutanı ile tartışmalarına onun için son derece tuhaf bir olaydır. Fakat bir asır süren savaşların ordunun yozlaşmasına ve barbarlaşmasına neden olduğunu anlaması çok uzun sürmeyecektir. Kurtuluş için Syndiclerin tahmin etmedikleri bir noktadan filoya sıçrama yaptırır. Fakat Syndic güçlerinin hâkim olduğu uzayda seyahat etmek de bazı tehlikeleri bir araya getirmektedir. İttifak filosu, Syndiclerin sisteminde seyahat edebilecekleri “anahtar” diye anılan özel bir cihazı ele geçirmiştir. Bu cihazla sağ salim eve dönebilmek önemlidir. Filo yaralarını sarar kaçmaya ve mücadele etmeye devam eder.
İttifak eski geleneklerinin çoğunu yitirmiştir. Çünkü askerler deneyim kazanmadan yaşamlarını yitirirler ve onların yerine sürekli yeni kimseler gelir. Ordunun kullandığı gelişmiş taktikler ölen kaptanlarla birlikte yok olmuştur. İttifak güçleri, esirlere karşı savaş kurallarını ihlal edecek derecede merhametsizleşmiştir.
Romanın kahramanı sıradan bir insan olduğunun bilincindedir. Ondan sürekli yaşayan bir efsane olarak bahsedilmesi kendisini rahatsız etmektedir. Geary eski savaş düzenlerini hatırlamaktadır fakat barbarlaşmış olan İttifak askerlerinden bazıları onun taktiklerini korkakça nitelendirmektedir. Bu kimseler sıkça onun emirlerine karşı itaatsizlik etmektedirler. Geary katı disiplin kullanmanın olumsuz sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü gibi ipleri gevşek tutmanın kendilerini felakete sürükleyeceğinin farkındadır. Romanda bu yüzden ana kahramanın sürekli dengeleri koruma çabasına şahit oluruz. Filoya takım halinde savaşmayı öğretip, bir savaştan galip çıktıktan sonra da hala diken üstündedir.
Roman Syndic sisteminde elde edilen bilgiler sonucu uzaylıların varlığına işaret ederek sonlanıyor. Doğal olarak bir sonraki macerada uzaylılarla savaşıp savaşmayacağımız sorusu aklımıza geliyor. Romanı keyifle okudum. Dilerim bir gün yazarın diğer eserleri de dilimize çevrilir. Başka bir incelemede görüşmek üzere hoşça kalın.